Ocak geldi ama Denizli hala sonbaharı yaşıyor. Güneş sever bir insan olarak şikayetçi değilim ama yine de karı özledim. Son 2 kıştır hiç kar yağmadı denizliye. Özlem gidermek için Dağlara çıkacağız inşallah her kış olduğu gibi :) Bakalım hala umudum var inşallah denizliye de yağar kar...
Eylülde Bosna'ya ufak bir gezi yaptık annemler ile, o geziden bahsetmek istiyorum sizlere.
Bosna çoğu türkün merak edip görmek istediği yerlerin başında geliyor sanırım. Gittiğimizde de her yanımızda Türk vardı. Yazın Bursa'da nasıl Arap kaynıyorsa orada da Türk kaynıyordu :)
1. GÜN: YOL VE BAŞ ÇARŞI
İstanbuldan bosnaya uçtuk. Havaalanı çok küçüktü, şöyle anlatayım denizli havaalanından daha küçüktü :) Havaalanından çıkınca taksiyle otelimize doğru yola koyulduk. Tramvay gibi bir ulaşım aracı olduğunu da öğrendik ama biraz uzaktan kalkıyordu havaalanına. Taksiyle şehre doğru ilerlerken tramvayı da görme fırsatım oldu ve savaşın soğuk yüzüyle karşılaşmış oldum. Son derece eski bakımsız ve hayalet gibiydi. Sadece tramvay değil kurşunlanmış binalar ve savaş nedeni ile yıllar boyunca yerinde saymış bir ülke gördüm. AB fonları ve başta Türkiye olmak üzere gelen destekler ile yaralarını sarmaya çalışan bir ülke gördüm. Otele gidene kadar bir hüzün kapladı içimi.
Gelelim otelimize. Biz çarşı içinde bir otel tercih ettik. Zaten 4 gün kalacaktık ulaşımın kolaylığı açısından merkezi tercih ettik. Zaten Bosnada çarşıyı gezmeniz bile yeterli olur. Onların deyimi ile "Baş çarşı". Otele yerleştik ve hemen attık kendimizi çarşıya. Çarşı derken aklınıza yeni binalar modern yapılar büyük büyük mağzalar gelmesin. Başçarşıya girdiğimde bir huzur kapladı içimi sanki beni aldı yıllaaaar öncesi zamanlara götürdü. Sanki Osmanlıda yaşıyormuşum, herşey daha mütevazi ve huzurluymuş gibi geldi bana. Fotoğraflardan da anlayacağınız üzere eski yapısını koruyabilmiş son derece şirin bir çarşısı var. Dükkanların hepsi son derece bakımlı ve zevkli dekore edilmiş.
|
Baş Çarşı |
|
Baş Çarşı |
|
Baş Çarşı |
|
Baş Çarşı |
|
Baş Çarşı |
|
Osmanlı Çeşmesi |
|
Yusuf Baş Çarşıda gezerken |
Gelelim ne yenir kısmına. Bu fotoğrafta flu çıkmışım ama yayınlamamın sebebi arkamda görmüş olduğunuz muhteşem kebabçı. Cevabdzinica boşnakçada kebapçı anlamına geliyor. Çarşıda birçok kebapçı yazısı görebilirsiniz, ben sizlere özellikle Zeljo yu tavsiye ederim. Kebapları nasıl oluyor derseniz. Maalesef fotoğraf çekmemişim. Köfte geliyor yanında kaymakla yoğurt arası bir sos ve söğüş soğan.Basit görünüyor ama muhteşemmmmmm.
|
Baş çarşıda Kebapçı |
Bosnaya gidip börek yememek tabiki olmazdı. Börekler gördüğünüz gibi közde pişiyor. Kapama olarak bildiğimiz et pişirme türü de bu sistemden geliyor. Buregdzinica da Börekçi anlamına geliyor. (znica= çi oluyor bu durumda:) ) Yine aşağıdaki fotoda görünen ASDZ yi tercih etmenizi öneririm çünki her börekçi bu şekilde kapama usulu pişirmiyor. Bu usul eskiye sadık :) Böreğin tadı tabiki harikaydı. Az az hepsinden tattık:) Bana biraz yağlı geldi ama babam bayıldı :)
|
Baş çarşıda boşnak börekçisi |
|
Baş çarşıda boşnak börekçisi |
2. GÜN: SAVAŞ TURU
İlk günü çarşı turu ile tamamladık. Ertesi günü otelde gördüğümüz tur broşürünü inceledim. Çeşitli şehir turları vardı. Biz savaş turunu seçtik. Sabahtan çıktık yola. İlk durak tüneldi. "Tünel & Bosna savaşı" diye googledan aratırsanız detaylı bilgi bulabilirsiniz. Savaş zamanında boşnaklar için çok kurtarıcı bi geçiş yolu olmuş. Tünel bir köydeki evin bahçesinden kazılmış. Sırplar için farkedilmesi uzun bir zaman almış. Bü süre içinde, yaralı, mühimmat, yiyecek, hayvan, insan vs herşey taşınmış. Tünelin kazılı olduğu köy evi şuan müzeye çevrilmiş.
|
Savaş Turu-Tünel |
Burası tünelin girişi.
|
Savaş Turu- Tünel |
|
Savaş turu- Mayın araması |
|
Savaş turu- Mayın ve bombalar |
Tünele raylı sistemde kurulmuş.
|
Savaş turu- tünel raylı sistmi |
|
Savaş turu- Tünele giriş |
|
Savaş Turu- Tünelin içi |
Tünelin çıkışında gelenlere su ikram eden köylü nine.
|
Savaş Turu- Tüneldeki müzeden tablo |
|
Savaş Turu- Tüneldeki müzeden tablo |
Tünelden sonra faytona bindik. Cuma namazına ara verileceği için annem ben ve yusufu çok güzel bir parka bıraktı rehberimiz. Tüm bosna zaten yemyeşil cennet gibi, bu parkta bosnanın bir yansımasıydı.
|
Fayton turu |
|
Park |
|
Park |
|
Park |
Erkekler cumadan gelince savaş için önemli olan cephelerden birine gittik. Kışın kayak yapılabilen yüksek bir dağ. Telesiyej ve konaklama imkanı vardı. Biz otelin restoranında muhteşem bir tandır yedik. Tadı hala damağımda. Yeme alanı da dağ evi tarzında döşenmiş. Şöminesiyle samimi bir ortam sunuyordu.
|
Dağda tandır |
|
Dağda tandır |
Sonrasında şehre yakın tepelerdeki sırp mevzilerine gittik. Burada keskin sırp nişancılar adeta boşnak avlıyormuş! Zatn şehrin içine girdiğinizde binalardaki kurşun izleri hep bu tarafa bakan duvarlarda!
|
Sırp mevzileri |
|
Sırp mevzileri |
|
Sırp mevzileri- Fotoğrafta görünen mahalle en yoğun ateş alan mahalleymiş. Tamamen yıkılıp fonlarla tekrar inşa edilmiş. |
Mevzilerden inip tekrar şehre döndük, zaten çok yakın mesafe olarak. Savaş turumuzun son durağı Srebrenitsa katliamını anlatan müzeydi. Bu müzeyi TİKA hayata geçirmiş. Gitmem mi iyi oldu keşke gitmese miydim hala karar verebilmiş değilim. Boşnakların gördüğü zulmü anlamak için gitmek gerekir fakat beni gerçekten çok üzdü. Toplu katliamda ölenlerin fotoğrafları. O günlere ait video görüntüleri. O gün erkeklerini kaybeden kadınların anlatımları. Çok derinden yaraladı beni. 3 günlük dünya kimseye kalmayacak ama bunu bir türlü anlamak istemeyenlerle dolu bu güzel dünyamız :(
Google dan "Srebrenitsa katliamı" diye aratıp kaynakları okumanızı tavsiye ediyorum. Hollandalı NATO askerlerinin boşnakları nasıl sırplara katledilmek üzere teslim ettiğini üzüntü ve hayretle okuyacaksınız.
|
Srebrenitsa Katliamı |
|
Srebrenitsa katliamı |
Ve gelelim gezimizin 3. gününe.
3. GÜN: MOSTAR, POCİTEL VE ALPERENLER TEKKESİ
Dolu dolu bir gün geçirdik 3. gün. Yine aynı tur şirketini tercih ettik. Rehberimiz aynı zamanda tur sahibi Vedat bey, son derece sempatik bir boşnaktı. VIP araçları vardı biz kendimiz için ayırttık 4 artı yusuf 5 kişiydik. Rahat rahat gezdik :)
Saraybosnadan mostara giderken yol üstü sayılabilcek iki yer önerdi rehberimiz. Biri tarihi osmanlı köyü pocitel diğeri ise yine osmanlılardan kalma alperenler tekkesi.
Yol manzaramız ise cennet gibiydi. Yolda giderken Bosnanın komunist lideri Pintonun filmlerede konu olan hitlerin girişini önlemek için yıkmış olduğu tren yolunu da görme fırsatımız oldu.
|
Mostara doğru |
|
Mostara doğru |
|
Mostara doğru |
|
Pintonun Hitler korkusundan yıktığı tren yolu |
İlk durak Pociteldi. Görmenizi tavsiye ederim çok güzel bir köy. Orada kahve molası verdik.
|
Osmanlı köyü Pocitel |
|
Pocitelde kahve molası |
|
Pocitelde kahve molası |
|
Pocitelde kahve molası |
|
Pocitelde kahve molası |
|
Pocitelde kahve molası |
|
Pocitelde kahve molası |
|
Pocitelde kahve molası |
Pocitelden ayrıldıktan sonra alperenler tekkesine gittik. Doğal bir su kaynağının hemen başucuna yapılmış. Çok huzurlu bir yer. Etrafında bolca balık restoranı var:)
Bizde balık yedik zaten. Yine tarhini internetten araştırabilirsiniz. Şuan işletmesini bir türk firması yapıyormuş.
|
Alperenler tekkesi |
Alperenler tekkesinden sonra nihayet Mostara ulaştık. Bir sembol olan mosar köprüsünü Mimar Sinanın öğrencisi Mimar Hayreddin 1566 yılında inşa etmiş. 427 yıl sonra 1992 de hırvat ve sırpların aylar süren bombardımanından sonra yıkılmış. 1997 yılında tekrar inşa edilmiş. Görüldüğü gibi atalarımız zamanında gerekli bilgi ve donanıma sahipmişki yaptıklarını yeni teknoloji ile bile çok zor yıkmışlar.
Nefretleri o kadar büyükmüş ki kendi kullandıkları köprüyü bile yıkmışlar!
|
Mostar |
|
Mostar |
|
Mostar |
|
Mostar |
|
Mostar |
Bosnanın heryeri gibi Mostar şehride büyüleyici güzellikteydi. Kısa ama çok güzel gezimiz mostar ile sona ermiş oldu. 4. gün Türkiyeye geri döndük.
Bosna gezisi ne kadar güzelse bir o kadarda hüzünlüydü benim için. Sonuç olarak Bosna mutlaka görülmesi, gezilmesi gereken bir yer. Gitmeden bu saydığım yerler hakkında internetten ufak bir araştırma yapıp gitmenizi tavsiye ederim. Türkiyeden giden tur şirketlerini de tercih edebilirsiniz. Biz kendimiz gezmeyi kendimize göre program yapmayı tercih ettik. Çocuckta olunca bylesi hem daha rahat hem daha samimi bir gezi oldu bizim için.
Sevgiyle kalın...